Stres Yap(MA)


Melih Can Ekşioğlu

4 years ago


Stres, kişinin biyolojik ve psikolojik dengesinin bozulmasına gösterdiği bir tepki durumuna verilen isimdir. Stres canlılık var olduğundan beri vardır ve hayatta kalmamızı sağlar . Hans Selye “Stressiz insan ölü insan demektir.”der.Yani yaşadığımız müddetçe stres var olacak demektir.Bir ceylan onu avlamak niyetinde olan aslanın farkına vardığında stres ve stresle beraber bazı hormonal değişiklikler başlar. Adrenalin , kortizol ve benzeri hormonların miktari artar.Hemen kan şekeri arttırılır çünkü çok fazla enerjiye ihtiyaç duyulur . Canlı savaş ya da kaç (fight or flight) cevabını verecektir.Yani ceylanın aslandan kaçıp yaşamını sürdürebilmesi için strese ihtiyacı vardır. Ceylan ya aslandan kaçmayı başarır ya da av olur iki durumda stres son bulur. Modern insan için sıkıntı burada başlar çünkü stres kaynağından hiç bir zaman uzaklaşamaz. Günümüzde birden çok stres kaynağı vardır. İş hayatı , sınavlar , trafik ve hayatın getirdiği bir çok durum bizi durmadan stres altında bırakır. Kısa süreli stres bizim için faydalı olsa da kronik stres bizim için çok olumsuz sonuçlar doğurur.Böylece durmadan av olma kaygısıyla yaşayan insanlar haline geliriz ne yazık ki…

Peki kronik stres nelere sebep oluyor ? Kronik stres korku merkezi olan amigdaladaki sinirsel bağlantı sayısını ve etkinliğini arttırır. Bu da hiç sonu gelmeyen bir kaygı durumuna zemin hazırlar.

Stresten etkilenen yapılardan bir diğeri de hippokampusdur çünkü stres sonucu salgılanan hormonların reseptörleri çok yoğun olarak bulunur. Kronik strese bağlı olarak kortizol seviyesinin artması beynimizin öğrenme ve hafıza merkezi olan hippokampüs ile olan iletişimini azaltır. Hippokampüs stres yolaklarının kontrölünde de görev alır.Hippokampüs aktivitesi azalınca bu kontrol azalır ve stres çok daha kontrölsüz bir biçimde hissedilir. Kronik stres beynin rasyonel düşünceden sorumlu bölgelerinin işlevlerini yerine getirmesini zorlaştırıyor. Stres,sağlıklı düşünme, öğrenme, problem çözme, hedefe ulaşma gibi fonksiyonlardan sorumlu beyin bölgesi olan prefontal kortekste nörotransmitterlerin dengesini bozuyor. Bu değişiklik sonucunda dikkat eksikliği, düşünme becerilerinde bozulma, unutkanlık ve günlük hayata uyum sorunları ortaya çıkıyor. Bu değişiklikler herhangi bir konuya dikkatli bir şekilde yoğunlaşmamızı engelliyor, dağınık düşünüyoruz ve sonuç olarak tüm bilişsel fonksiyonlar olumsuz etkileniyor. Yanlış kararlar vermeye başlıyoruz.

Kronik stres beynimizde fark edilebilecek bir küçülmeye de sebep oluyor.Londra Maudsley Hastahanesi’nde yapılan çalışmalar sonucu beyindeki hücrelerin büzüştüğünü gözlemlemişler.Bu küçülme sonucu tüm bilişsel yeteneklerimiz zayıflıyor.

Stres sonucu miktarı artan kortizol kalp ve damar sistemine de etki etmektedir. Kortizol sodyum tutarak ve potasyum atarak, kan damarlarının kasılmasına sebep olarak kan basıncını arttırır. Kan basıncının artması da kalp krizine sebep olur.2010 yılında yapılan çalışmalar sonucu kan kortizolunun fazla olmasının kalp krizini tetiklediği ortaya konmuştur.

Bağışıklık sistemiz üzerine de çok kötü etkileri bulunmakta. Görevi bedenimize sızan enfeksiyonlar ile savaşmak olan T hücreleri ve bağışıklık sisteminin yapı taşları olan doğal savaşçı hücreler düzenli olarak strese maruz kaldıklarında savaşma ve hayatta kalma kabiliyetlerini kaybediyorlar ve zamanla bedenimiz hastalıklar için daha elverişli ve daha asidik ortamlar oluşturmaya başlıyor.Bağışıklık sistemizin çok güçlü olması gereken şu zamanlarda stresten uzak olmamız çok önemli.

Stresten kurtulma ile ilgili çok ilginç bir deneyden bahsetmek istiyorum.Bu deney(2013 yılında yapılmıştır) 846 kişi üzerinde yapılmış ve ölüm riskini gözlemlemişler. Kendi stresini bırakıp başkasının stresine yardımcı olmaya çalışan kişilerde ölüm riski daha az çıkmıştır. İnsanı bir dert , amaç , hedef kadar hiçbir şey motive etmiyor. Haz tabanlı bir çağda yaşıyoruz. Biz bir şeyi tüketerek değilde o tüketime ulaşmak için çabaladığımızda asıl hazza ulaşıyoruz. Ve bu durum bizi sonu gelmeyen bir haz döngüsünün içine çekiyor . Haz döngüsünden çıkabilen insanları incelediğimizde hep bir hedefi amacı olan insanlardır ve böyle insanlar için stres bir problem değildir. Son zamanlarda çok daha popüler hala gelen ve stresle başa çıkmakta kullanılan ‘carpe diem’ anı yaşa anlayışı doğru olmakla beraber yanlış anlaşılmalara ve uygulamalara sebep olmaktadır. Anda en iyi kalan canlılar hayvanlardır. Her an bizi hedefimize götüren bir araç olursa anı yaşa felsefesini doğru anlamış oluruz. Öbür türlü anı yaşamak sadece bir uyuşturucu görevi görür. Stres hayatta kalmamız için üretmemiz için kendimizi, toplumuzu geliştirmemiz için belli düzeyde gerekli bir olgudur. Fakat stres bizim düşünceler içinde boğulup hiçbir şey yapmamıza ve atıl halde kalmamıza sebep olursa problemlere sebep olur. Kronik hale gelmediği sürece stres yapmak , biraz huzursuz olmak bizi yeni arayışlara sürükler ve tüm büyük eserlerin oluşumunu sağlayan itici güç stres ve huzursuzluk sonucu ortaya çıkar. Stres hakkındaki düşüncelerinizi değiştirdiğinizde , stresin sizin üzerinizdeki etkisinin nasıl değiştiğini göreceksiniz.


Diğer Yazıları Görüntüle