Narrative Terapi


Melih Can Ekşioğlu

4 years ago


Narrative Terapi şöyle işliyor: Bireylerle, çiftlerle, bir toplulukla çalışırken alternatif hikayeleri duymayı amaçlıyor , alternatif hikaye çizgilerini bulmaya çalışıyoruz.

Şimdi sizinle Narrative Terapi’nin dört ana temasından birini paylaşacağım.

Kimliklerimiz Hikayelerle Şekillenir

Biz Narrative Terapi’de şöyle düşünüyoruz: Bizim kimliklerimiz siyah beyaz ya da hiç değiştirilemez şeyler değildir. Kimliğin, hikayeyle şekillendirildiğini düşünüyoruz. Bir örnek vereyim; hayatımızı bir düşünelim, bir sürü farklı olaylar oluyor. Binlerce milyonlarca farklı şey oluyor. Ama hepsini hatırlamak mümkün değil. Biz zaten Narrative Terapi’de hafızamızın da hikayelerle şekillendiğini düşünüyoruz. Vanessa diye bir kişiyi düşünelim. Gördüğünüz çarpı işaretlerinin her biri onun hayatındaki olaylara işaret ediyor. Bazen insanlarla tanıştığımızda onların kimliğini oluşturan tek ve hakim bir hikaye varmış gibi gelir. Belki bir başarısızlık ya da hiç bir işe yaramıyorum hikayesi. Vanessa için işler pek yolunda gitmiyordu ve o da kendini peki işe yarar hissetmiyordu. Vanessa böyle hissederken bir taraftan da eski eşi ona sürekli hiç bir işe yaramadığını söylüyordu. Kendisi suistimal eden bir adamdı. Bir taraftan işler yolunda gitmiyor, bir taraftan sürekli bunu duyuyor, dolayısıyla hayatında hiçbir şeyi yoluna sokamayacağını düşünüyordu. Aklına hatalı yaptığı şeyleri getiriyordu. Bütün olumsuz hatıralarla oluşturulmuş bir hakim hikaye çizgisi tüm hayatını özetlediği düşündürüyor. Bu size yakın geliyor mu? Hakim bir hikaye çizgisi. Biz Narrative Terapi’de çifte, ikili dinleme denilen bir şey yapıyoruz. Bir taraftan hakim hikaye var bir de bu hakim hikayeye aslında pek uymayan dışında kalan ikili dinlediğimiz bir şey var. İlk başta bu küçük olabilir, çok zor görülebilir ama bunlar ikinci hikayeyi oluşturan girmemizi sağlayan küçük kapılar gibidir. Vanessa ne zaman kardeşi Salome’yi arasa, Salome ona, tanıdığı en nazik insan olduğunu söylüyor. Bu ikinci hikaye çizgisine giriş kapısı. Buradan Vanessa’nın nezakete önem verdiğini ve tüm yaşadıklarına rağmen bunun hâlâ kalbinde değer verdiği bir şey olduğunu anlıyoruz. Belki bu koca haritada başta küçük bir çarpı işareti. Biz Narrative Terapi’de, tüm becerilerimizle, bu küçük kapıları daha zengin ve ikinci hikaye çizgisini oluşturmakta kullanıyoruz. O nezaket dediğimiz şey varsa tarihini anlamaya çalışıyoruz. Vanessa nasıl olmuş da onu muhafaza edebilmiş, bunu onun hayatına kim katmış? Ve o noktadan itibaren bu ikinci hikaye çizgisi oluşmaya başlıyor. Mesela burada köpeği Rusty var, o da işin içinde. Eski okuldan öğretmenleri. Salome ve Vanessa beraber okuldalarken diğer çocuklar Salome’ye zorbalık yaptığında Vanessa, Solame’ye gidip yardım ediyormuş. Bunlar küçük şeyler, küçük noktalar ama aslında bize kimliğimizin nasıl hikayelerle şekillendiğini gösteriyor. İlk bakışta insanlar size kendilerini sunarken ya da anlatırken hep o dominant, hakim hikayeyi sunarlar, o hikayeyi getirirler masaya. Bizim görevimiz, onlarla beraber ikinci bir hikaye çizgisini yeniden yazmayı başarmak. Yine birkaç dakika birbirinize dönmenizi rica edeceğim. Kimlik hikaye ile şekillenir dedik ya, onu ve kimliğimizin toplu hikayelerden müteşekkil olduğunu düşünmenizi rica edeceğim. Genelde bir tane hakim problem hikayesi vardır ve biz kimliği şekillendiren alternatif hikayeler görmeye, bulmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de hayatımızdaki farklı olayları bağlantılandırıyor, zaman içerisinde yürütüyoruz. Bir tema bir konu dahilinde ilerletiyoruz. Vanessa için ilk verdiğim örnekte hiçbir işe yaramadığı fikri vardı ki ana hikaye buydu. Salome’nin sözleriyle ‘tanıdığım en nazik insan’ ise ikinci hikayenin ana temasıydı. İlk temel prensip bu. Türkiye’de de sizce bunun karşılığı var mı?

Sizler ile Dr. David Denborough’un Narrative Terapi hakkında yaptığı bir konuşmayı paylaşmak istedim. Bu konuşmanın tamamının linkini de aşağıya ekleyeceğim.

Narrative (öyküsel) Terapi insanın çok temel bir özelliğini temele alarak danışana yaklaşıyor. Hayat bir hikayedir ve bu hikâyeye biçimini kazandıranlar da kendimiz, arkadaşlarımız, ailemiz ve etrafımızdaki herkes. İnsan tüm bir hayat boyunca ne olduğunu, nasıl biri olduğunu başkalarından öğrenmek ister. Bir çift gözde bıraktığı etkiye muhtaçtır aslında insan. Hikâyedir , bu güzel hikâyede en önemli şey de hikâyenize eşlik etmek isteyen kimselerdir. Burada doğru ya da yanlış bir hikâyenin olmadığının farkında olmak da çok kıymetli o hikâyenin kıymeti sadece sizde saklı olacak. Hikâyenizi paylaşabileceğiniz, hikâyenize hikâye katabileceğiniz, insanlar hayatınızdan eksik olmasın. Ne diyordu Ahmet Hamdi Tanpınar “Istırap insanoğlu için gündelik ekmek, ölümse sadece bir kaderdi; ikisinden de kaçılamazdı. Asıl dava, derin bir şekilde yaşamak ve kendi kendisini gerçekleştirmek, ölümlü hayata şahsi bir çeşni vermekti.” Kendi hikayenizi kendinizin farkında olarak yazma süreci aslında hayat. Istıraptan bile bir anlam çıkarabilmek ve yeniden yazmaya devam etmek, her gün hayret edebilmek, hissetmek ve hissedilmek.


Diğer Yazıları Görüntüle