İnovasyon ve Ekonomi
Güngör Öztürk
5 years ago •
Herkese merhaba, Betik çatısı altındaki ilk yazımda yenilikçi düşünmenin ekonomik geri dönüşü üzerinde durmak istiyorum. Bu yazıyı Prof. Dr. Selçuk Şirin’in dört sene önce, henüz bir lise öğrencisiyken okuduğum “Yol Ayrımındaki Türkiye Ya Özgürlük Ya Sefalet” kitabındaki “Bizden bir Whatsapp çıkar mı?” adlı yazısından aldığım ilhamla yazıyor ve benim gibi daha nice insana ilham olduğu için kendilerine teşekkür ediyorum.
Bundan altı yıl önce 2014’te Whatsapp, Facebook tarafından 19 milyar dolara satın alındı. Aynı dönemde 23 bin küsur çalışanıyla ülkemizin pazar değeri en büyük şirketlerinden biri olan Türk Hava Yolları’nın piyasa değeri ise 4,3 milyar dolardı ki bu Whatsapp’ın Türk Hava Yolları’nın piyasa değerinin hemen hemen 5 katı büyüklüğünde bir piyasa değerine sahip olduğu anlamına geliyor.
Benzer bir örneği Amerikan otomobil devi Ford ve Ford’un yüzüncü yaşını kutladığı yılda kurulan Tesla arasında da görüyoruz. Tesla’nın piyasa değeri Ford’u ilk olarak 2017’de geçerken iki şirket 2018’e yaklaşık olarak aynı değerde başladı.Bu tarihte Ford’un değeri 52 milyar dolar ve Tesla’nın değeri 54 milyar dolardı.Tesla 2019’un son çeyreğinde yatırımcıların beklediğiden fazla araç teslimi yaparak hisse senedi fiyatı rekorunu kırdı ve şuan Tesla’nın piyasa değeri Ford’un 37 milyar dolar olan piyasa değerinin iki katından bile fazla olan 80 milyar dolar değerine ulaşmış durumda.
1933 yılında kurulmuş ve günümüzde havacılıkta dünyanın en saygın şirketlerinden biri haline gelmiş olan Türk Hava Yolları’nın piyasa değeri, henüz 2009 yılında kurulmuş ve sadece 53 çalışanı olan Whatsapp’ın piyasa değerinin ancak 5’te 1’i etmesinin veya Tesla’nın piyasa değerinin, otomobil sektörüne kendisinden 100 yıl önce giren ve satış rakamlarıyla kendini ispatlamış olan Ford’un piyasa değerinin iki katından bile fazla olmasının sebebi nedir ? Aslında cevap basit, yenilikçi düşünme ve bu düşünceleri uygulama cesareti gösterebilme.
Yenilikçi düşünme, bugünden ziyade yarının gereksinimlerinin tespiti sonucu gün yüzüne çıkıyor ki zaten bugünün şartlarında sektöründe lider konumda olan bir şirketle rekabet edebilmenin yolunun onun yürüdüğü yolu taklit etmekten değil, ilerleyen zamana paralel olarak değerlenecek yeni bir yol bulmaktan geçtiğini az önce bahsettiğimiz örneklerde de görüyoruz.
Yenilikçilik hayal kurarak başlar. Yenilikçi düşünebilmek ve bu düşünce tarzını benimsemiş bireyler yetiştirmek için gereken imkanlara sahip olmadığımızı düşünüyorsak ne yapmalıyız peki ? İşte böyle durumlarda benim tavsiyem tarihimize bir göz atmanız olacaktır. Tüm dünyanın “Hasta adam öldü !” dediği işgal günlerinde dahi Gazi M.Kemal Atatürk’ün modern ve müreffeh bir Türkiye inşa etme üzerine kurulan yenilikçi düşüncelerinden vazgeçmediğini göreceksiniz ki bu da bize şartlardan bağımsız olarak hayallerimizin meyvesi olan fikirlerimizin peşinden gitmemizi ve onları uygulamak için cesur, kendimizden emin adımlar atmamız gerektiğini gösteriyor. Örneklerle de gördük ki hiçbir zaman hiçbir şey için çok geç değil. Ekonomimizin daha sağlam temeller üzerine oturmasını istiyorsak yenilikçi düşünmenin önemini kavramalı ve ona göre hareket etmeliyiz.Zamanınızı ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.
Sayısal değerleri incelemek için aşağıdaki linklere göz atabilirsiniz.
Diğer Yazıları Görüntüle