Ergenlik Döneminde Öfke


Saliha Tekin

3 years ago


Ergenlik Nedir?

Ergenlik dönemi, çocukluk ve erken yetişkinlik dönemleri arasında bulunan, bireylerin fizyolojik ve psikolojik açıdan bazı değişiklikler yaşadığı bir yaşam evresidir. Bu dönemde bireyler hem kendilerindeki değişiklikleri hem de diğer insanları, dolayısıyla “insan ilişkilerini” anlamlandırmaya çalışırlar. Fizyolojik olarak kilo alımı, sivilce, yağ ve kas dokularının değişimleri, kıl-tüy artışı, cinsiyete bağlı olarak bazı uzuvlarda ve hormonlarda değişiklikler; psikolojik olarak öz-saygıda değişiklik, ben-merkezci düşünme ve davranma, hormonal değişlikler ve amigdala aktivasyonu ile daha fazla agresif davranışlar, prefrontal kortexin henüz gelişimini tamamlamaması, analitik düşünme becerisinin henüz gelişmemesi ve daha az yaşam tecrübesi nedeniyle insan ilişkilerinde daha fazla problemlerin yaşanması örnek verilebilecek durum ve değişikliklerdir.

Ergenlikte Özerklik Kazanımı ve Benlik Gelişimi Nasıl Deneyimlenir?

Özellikle ergenlik döneminde otonomi kazanma ve bağımsızlaşma konusu bireyci ve toplulukçu kültürlerde farklı algılansa ve değerlendirilse de bakım verene fiziksel ve psikolojik bağlılığın oldukça yoğun yaşandığı çocukluk döneminden çıkıp birçok açıdan tam bağımsızlık elde edilebilecek yetişkinlik dönemine geçerken bireyler bağımsızlık kazanmak isteyebilirler ve bu özellikle ilerleyen dönemler açısından oldukça işlevsel bir arzudur. Freud benlikten bahsederken “ego” terimini kullanmıştır. Bernfeld’ e göre ergenler “gerçek kendilik” ile “ideal kendilik” arasındadır. Bunların yanı sıra Cooley “ayna benlik” kavramından bahsederek benlik gelişiminin bebeklikte başladığını, ilk başlarda bakım verenlerin olmak üzere toplumun benliğin şekillenmesinde önemli bir rolü olduğunu belirtmiştir. Ebeveynin/bakım verenin düşünceleri, tutum, davranışları ve geri bildirimleri ile çocuk kendi düşünce ve davranışlarını, dolayısıyla benliğini şekillendirir. Bireyler ergenlik dönemine geldiklerinde kararlarını, benliklerini, düşüncelerini, davranışlarını bakım verenlerinden ayrıştırmaya ve özerklik kazanmaya çalışırlar. Günlük, basit mevzularda bile ebeveynleri ile tartışma yaşayabilirler. Bu durum “Ben büyüdüm, kendi kararlarımı alabilecek kadar gelişmiş ve yeterli bir zihne ve benliğe sahibim!” mesajını taşır. Sadece bakım verenleri ile değil, arkadaşları, öğretmenleri ve sosyal çevrelerindeki diğer insanlara da farklı olay ve bağlamlarda karar alabilecek ve yorum yapabilecek yeterlilikte olduklarının mesajını söz ve davranışları ile belirtmeye çalışabilirler. Farklı ebeveynlik tarzlarının olduğunu göz önüne alırsak; daha korumacı bakım verenlerin çocuklarının kendi benliklerini oluştururken daha kaygılı; daha ihmalkar bakım verenlerin çocuklarının düşünce ve davranışları konusunda yeterli geri bildirimi alamadıkları için sosyal normlara da uygun kendi benliklerini oluştururken zorlanabileceklerini, kırılabileceklerini ve öfkelenebileceklerini ön görebiliriz.

Ergenler Neden Öfkelenir?

Öfke, kişiler kendi benliklerine tehdit algıladıklarında, anlaşılmadıklarını ve önemsenmediklerini düşündüklerinde, kendi iç dünyalarında ya da sosyal ilişlerinde yaşananları anlayamadıklarında ya da başka sosyal faktörlerin etkisiyle ortaya çıkabilecek güçlü ve olumsuz bir duygudur. Ergenlik dönemini ele aldığımızda Freud benliği tanımlamanın yanı sıra bilinçdışından ve bastırılmış erken çocukluk dönemi anılarına odaklanmış ve bilinçdışının bilinç düzeyine çıkarılarak psikopatolojilerin tedavi edilebileceğinden bahsetmiştir. Ayrıca ergenlik döneminde libidinal dürtülerin artmasına, cinsel dürtülerin ve sevgi nesnesinin aileden farklı birine ya da bir şeye (arkadaşlara, ünlülere…) daha yoğun ve idealize olmuş bir şekilde yöneldiğine vurgu yaparken; Blos gelişimsel olarak ergenlik döneminde yıkıcı problemler olduğundan ve bu durumların ergenlerin psikopatolojilere yatkın olmasına neden olduğunu belirtmiştir. Bunların yanı sıra Freud ergenlik döneminde kastrasyon anksiyetesinin tekrar ortaya çıktığını; Blos ise ergenliğin biyolojik ve cinsel değişime psikolojik açıdan uyum sağlamaya çalışma çabası olduğunu belirtmiştir. Bu bilgileri de göz önüne alırsak, cinsel dürtülerin ve agresif dürtülerin artması, hormonal değişiklikler, amigdalanın aktivasyonunun daha yoğun olması ve prefrontal korteksin henüz gelişimini tamamlamamış olması, ergenlerin benliğini bakım verenden ayırmaya ve özerkliğini kazanmaya çalışması, ben-merkezci algı ve kırılgan öz-güven ile sosyal ilişkileri anlamlandıramama ya da yanlış anlamlar yükleme, bunların yanında sosyal faktörler ergenlerde öfkeye neden olabilecek unsurlardır.

Ergenler ile Nasıl Sağlıklı İletişim Kurulabilir?

Ergenlik dönemi bireylerin birçok açıdan değişim ve gelişim gösterdiği, gelişen benlikleri ile kendilerini ve dünyayı anlamlandırmaya çalıştığı, özellikle kısıtlı sosyal koşullarda yaşandığında oldukça zorlayıcı bir gelişim aşamasıdır. Özellikle aileler ve öğretmenler bunların farkında olmalı ve onları anlamaya çalışmalıdırlar. Ergenlerdeki ben-merkezci algı sosyal ilişkilerde kırılmalara ve yanlış anlaşılmalara yol açabileceği için onlarla olabildiğince açık bir şekilde iletişim kurulabilir ve onların da kendi iç dünyalarını anlamaya çalışırken yardım edebilir ya da profesyonel yardıma başvurabiliriz. Psikoterapiler, sağlıklı sosyal ilişkiler kurmalarına ve kendilerini daha iyi anlamlarına yardımcı olabilir.

Referanslar:

Ergenlik Dönemi/ Psikolog Ceren Gümüş. (2016, Ocak 19). Video Kagitcibasi, C. (2005). Autonomy and relatedness in cultural context. Implications for self and family. Journal of Cross-Cultural Psychology, 36,403-422. Parman, T. (1998). Ergenlik ve psikanaliz. Klinik Psikiyatri Dergisi, 1(2), 73-82. Yılmaz, H. A. (2016). Bir derleme: Benlik kavramına ilişkin bazı yaklaşımlar ve tanımlamalar. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (48), 79-89.


Diğer Yazıları Görüntüle